Sempozyum, aktif, derin, sömürge karşıtı, cömert, kamusal ve şiirsel dinleme gibi çeşitli dinleme biçimlerini ve etiklerini keşfetmek için bir platform sağladı. Tartışmalar, bu dinleme biçimlerinin şiirsel estetikler, sömürgecilik, cinsiyet, izleyicilik, eleştiri ve insan dışı dünyalar gibi daha geniş temalarla nasıl iç içe geçtiğini ele alarak dinlemeyi siyasi, ekolojik ve sanatsal eşitliğe ulaşmanın hayati bir metodolojisi olarak pekiştirdi.

Sempozyumda dinlemenin rolü, sadece kültürel ve pedagojik bir uygulama olarak değil, aynı zamanda bir şiirsel ve siyasi eylem biçimi olarak incelendi. Etkinlik, dinleme ve hikaye anlatımının farklı cinsiyetler ve yaş grupları üzerindeki çeşitli etkilerini ele alarak, sıkça yeni teknolojiler ve erkek merkezli anlatılarla domine edilen bir dünyada dinlemenin önemini vurguladı. Dinlemeye ana metodoloji olarak odaklanarak, sempozyum, sömürgeleştirmenin sona erdirilmesi, demokrasi inşası ve mental sağlık gibi hedeflere katkıda bulunmayı amaçladı.

Bir dizi konferans, performans, sanatçı konuşmaları ve sohbetler aracılığıyla sempozyum, aktif yanıt biçimlerini yaratmaya yönelik mevcut sanatsal uygulamaları ve araştırmaları inceledi. Bu tartışmalar, alıcı-söyleyici ilişkisinin önemini vurgulayarak, birbirimizle daha derin bir anlayış ve bağlantı kurmayı teşvik etti.

Direktörümüz Merve Çağlar, sanat ve cömert dinleme temalarını bir araya getiren dokunaklı bir konuşma yaptı. Çağdaş sanat geçmişini bu kavramla ilişkilendirerek, Erkan Özgen, Wael Shawky, Francis Alys ve Füsun Onur’un eserlerini ele aldı ve sanatın, önyargısız dinlemeyi vurgulayarak, farklı bakış açılarına zihinlerimizi ve kalplerimizi açma gücünü nasıl sağladığını gösterdi.